Bugun elime gecen bir emaili sizinle paylasmak istedim. Hem dogru hem aci bu e-mail. Siz de okuyun karar verin.
Iki yuzlu olduk
buralarda biz biraz: Sokakta bize gelen gecen "Hi, how are you?" diyerek selam verince sasirdik onceleri, nerden taniyor beni bu yahu dedik. Sonra ne yapmaciklar diye elestirdik ama Turkiyeye donunce "nedir bu insanlarin surati, bir merhaba deseler dillerine mi yapisir" demeyi ihmal etmedik. Isimlerimizi soylerken katlediyor Amerikalilar diye dem vurduk; ama senelerdir bir Iowa diyemedik dogru durust; one, van, won a donduremedik bir turlu dilimizi.
Anam babam, buralar cok medeni, uygarlik baska seymis, diye telefonlara sarildik onceleri; sonra Gandhi nin "What do you think of Western civilization?" sorusuna verdigi cevap geldi aklimiza, oturduk agladik.
Benden gayri dursun Yunanli dedik senelerce; sonra Uzoya sarildik raki bulamadigimiz aksamlarda. Burda bize ikinci sinif insan muamelesi yapiyorlar diye sikayet ettik, sonra aklimiza geride biraktigimiz, kendi memleketinde 2.hatta 3. sinif muamelesi goren insanlarimiz geldi, sustuk.
Es dost dugununde "hadi kizim kalk biraz oyna" diyen annelerimizi "ben mi, hayatta!" diye tersledik; sonra New York barlarinda masalar cikip gobek attik. Tuketici haklari super burda dedik; sonra kullandik kullandik geri verdik aldiklarimizi.. Turkiyeyken, caldigi yerden kosarcasina kactik; burda ise kadehleri kurunca sofraya "koy bir Ibo, bir Muzeyyen abla" dedik, demekle kalmadik hatta hepsini ezberleyip meze yaptik rakilarimiza. Amerikalilar kor cahil, dunyadan haberleri yok diye dalga gectik, ama bize sizler ermenileri katletmisiniz denince, "yok biz onlari oldurmedik, onlar goc yolunda olduler" den baska bir sey diyemedik.
Saglik sigortasinin pahaliligindan yakindik durmadan, belese getirmenin yollarini aradik, ama basimiza bir is gelse, 911 I arayabilmenin, acilden geri cevrilmeyecegimizi bilmenin rahatligiyla koyduk basimizi yastiga geceleri.
Ingilizceyi sardik dilimize, kinandik aralara serpistirdigimiz ingilizce kelime ve deyimler yuzunden; agiz dolusu Turkce kufurler savurduk futursuzca, sanki bu memleketteki tek Turk bizmisiz gibi, rezil olduk zaman zaman; agzimiza gozumuze bulastirdik hepsini?
Hepimiz baska umutlarla geldik buralara. Kimimiz dar atti kendini okyanusun bu yakasina, kimimiz ayaklarini suruye suruye indi JFKye.
Hep ozledik. Hem de Alex'in Lyonu, Vi'nin Pekini, Kavita'nin Bombayi ozlediginden bir farkli ozledik nedense. Kimimiz ince belli bardakta turistik Rize cayinin hasretini cekti, kimimiz anasinin dizinin, kimimiz Kas'in arnavut kaldirimli yollarinin? Kimimiz dondurulmus simit tasidi valizinde, kimimiz dolmalik biber-burdakiler kafam kadar, doldur doldur bitmiyor diyerekten.
En cok da Istanbulu ozledik.
Raki-balik girdi nice geceler ruyalarimiza. Erie golune, Atlas Okyanusuna, Meksika Korfezine donduk yuzumuzu, kapattik gozlerimizi, Kadikoy-Karakoy vapurunda Bogaz ruzgari yaliyor suratimizi diye hayal kurduk.
"Deli misin, napcaksin donup, millet kapagi oraya atmaya calisiyor" azarlariyla anamizin babamizim "kizim yetmedi mi artik?" sitemleri arasinda bir gidip bir geldik gidip-kalma planlari arasinda?
Can Dundarin dedigi gibi hep ufak bir isik gormek icin baktik turkiyeye? Kimimiz gordu, ilk ucaga atladi..Kimimiz umudunu hepten kesti ?
Benim ise, gene Can Dundarin dedigi gibi, bavullarim hep toplu duruyor; bu ask burada biter ve ben cekip giderim diyecegim gun icin?
Baris Guler Not:Bu yaziyi yazan arkadasi sahsen tanimiyorum. Bana gelen emailde altinda Baris Guler yaziyordu.
Keloglan
yazmis...
|