Ilk cafe divan'a gittigimde beni cok etkiledi. Daha yeni acilmisligin verdigi bir iki aksilikler vardi ama dekoru guzel, piril pirildi. Tek garip gelen menusunun opsiyonelligi idi. Simdi bu opsiyonellik de nedir diyorsunuz. Haklisiniz anlatinca siz daha iyi bir sozcuk bulursaniz soyleyin hemen ekleyelim. (Hmmm Sartli menu? nasil acaba?) Uzun lafin kisasi, bazi gunler bazi yemekler var, bazi gunler bazi yemekler yok. Yani giderken "ah canim soyle bir Iskender Kebap cekti hadi Cafe Divan'a gideyim" diyemiyorsunuz, cunku gunu degilse avucunuzu yaliyorsunuz. Iskender iki gun sonra saat 8:00pm 10:00pm arasi servis ediliyor. Ister inan ister inanma.

Hadi neyse bunu gectim. Nedir kardesim bu Georgetown'daki Turk restoranlarinin bahti? Hicbiri alkol satmiyor. Hani alkolik falan degilim ama guzel bir yemekle bir bardak sarap icmeyi severim. Ama ne cafe Divan'da ne de BistroMed'de alkol lisansi yok. Su! Sadece su ve soda. Olmaz ki ama parka yemek yemege mi geldim ben. Ne guzelligi kaldi simdi, askimla gelmisim, romatik bir gece gecirecegim. Goz goze bakip karsilikli kadeh kaldiriyoruz. Cin cin, blup blup. Ne o? Su, hayatim. Su.

Gelelim diger alternatife. Ayran. Siz hic sekerli ayran ictiniz mi? Icmediniz mi, aman dikkat Cafe Divan'daki ayranlar sekerli (amerikan yani). Tuzluklardan da seker cikiyor. Bunu servis yapan hanim kiza soylerseniz de yuzunden dusen bin parca, "simdi kim mutfaga gidip getirecek sana ayran yaw!" diye bakiyor musterinin yuzune. Iyi de ben nerden bileyim ayranin sekerli servis yapildigini bu Cafe'de? onceden soylesene? Sizin koyde ayran sekerle mi yapiliyor? Kimbilir baklavaya ne bicim tuz atiyorsunuzdur?

Biraz fazla "picky" yim demistim. Picky'yim ben, restoran olayinda picky'yim. O kadar para vereceksem, iyi servis, iyi yemek isterim.