DeliKodu 'ya hoshgeldiniz!

373 Kullanici, 499 Haber, 1703 yorum... WOW! ;)
21 Ocak 2022 Cuma
Ana Menu
Ana Sayfa
Konu Basliklari
> Haber Gir <
DC Ajandasi
Forumlar
Eski Delikodular
Foto Albumler
Bizden Haberler
Onemli Linkler
Hesabiniz
Bizi Tavsiye edin!
Top 10
Delikodu Store
Imdat!
Dikkat dikkat!

[email protected]

Login
Rumuz

Sifreniz


Hala hesabiniz yok mu? Hemen bir tane yaratin o zaman!. Kayitli kullanici olarak Delikodunun bir cok ozelliginden faydalanin.

Biliyor musunuz?
Begendiginiz yerlerle ilgili elestiri yazilari yazabilirsiniz!

Sitedekiler ;)
Su anda kayitli/login degilsiniz.
Buraya klikleyerek kayit olabilirsiniz.
1 anonim, 0 kayitli kullanici siteye bakmakta!

Delikodu 565189 kere ziyaret edilmis!

  
Can Dundar'dan Guzel Bir Alinti
Yollandigi tarih: Çarşamba, Mayıs 01 @ 11:54:43 PDT
Konu:: Genel Dedikodular
Genel Dedikodular...Almanya'da ilk düzenli şehir içi ulaşım seferleri başlayıp da orta ve alt sınıftan insanlar kenti bir ucundan bir ucuna gezme imkanına kavuştuklarında Alman sosyolog Georg Simmel o korkunç teşhisi koymuştu ;"İnsanlık tarihinde ilk kez iki insan yan yana bu kadar yakın oturup, bedenlerine okundukları halde saatlerce birbirleriyle konuşmadan yolculuk yapıyorlar "

Bir iletişimci olarak beni ilgilendiren, düşündüren, kaygılandıran bir saptama bu.......

X KUŞAĞI

Bu yalnızlığa nicedir aşinayız. Çocuklarımız bir süredir, uyku öncesi masallarını yataklarının başucuna konan bir teypten dinliyorlar. Oyunlarını bilgisayarda oynuyorlar. Derslerini videodan izliyorlar, kahramanlarını televizyondan seçiyor, sevgilileriyle internette buluşuyorlar. Bütün bunlar olup biterken bir odanın içinde yapayalnızlar. Yüzyılın bizi getirip bıraktığı nokta burası...

Onlara "Biberon kuşağı" demek geliyor içimden. 80'lerin ekonomik özgürlüğünü kazanmış, "yuppie" annelerinin "memelerim sarkar" endişesiyle emzirmeden yetiştirdiği bebekler, büyüyüp yüzyılın sonunda ergen oldular. Daha cinsellikle tanışamadan, AIDS ile karşılaştılar. Doğum kontrol haplarının yaygınlaşması sayesinde özgür seksin kapısını aralayan ebeveynlerinin aksine, tanımadıkları bir virüs yüzünden özgür seksin kapısını çektiler. Bu korkunun zoruyla, giderek yalnızlığın güvenli issızlığını keşfettiler.

Şimdi "dokunmadan yaşamanın" tadını çıkarıyorlar. Markete gitmeden, internetten sipariş verip, bilgisayar aracılığıyla alışveriş yapıyor, doktorlarına röntgen filmlerini "mail"leyip, uzaktan muayene oluyorlar.

Onlara "X kuşağı" da deniliyor ; "ölü kuşak" yada "neidiğü belirsiz nesil" anlamında... En belirleyici özellikleri yalnızlıkları... Danstan, "bir bele sarılmanın hazzı"nı anlayan büyüklerinin aksine, kulaklarında walkmanle "techno" ritminde tek başına dans etmekten haz alıyorlar. Sofra başında aileyle birlikte değil, odalarında ekran karşısında veya burgercide ayaküstü, ama mutlaka yalnız "atıştırmayı" tercih ediyorlar. Gazete okumuyor, "göz atıyor"lar. DVD'deki filmi zıplayarak izliyor, kitabı sayfa atlayarak okuyorlar. Internette gezinirken, aynı anda telefonla konuşabiliyor, yemek yiyebiliyor, televizyon izleyebiliyor ve dergilere göz atabiliyorlar. Uzun sevişmeler yerine üstünkörü "dokunuş"ları, uzun konuşmalar yerine, kısa "sunuş"ları seviyorlar.

"Internette gevezelik" sitelerinden birine girip, yarattıkları yeni dili görmelisiniz. Hep bir yere yetişme telaşındaymış gibi düşünen, konuşan, yazan bir neslin kendine özgü dilini kuruyorlar ; "Hi" ( "Hay" okunur, selam yerine geçer ) ile başlayıp "Bye" ( "Bay" okunur, veda niyetine kullanılır) ile biten "N'aber" sorusunun "N'olsun" diye yanıtlandığı garip bir geyik muhabbeti.....

En çok, kitapçılarda "Ünlü Roman özetleri" türünden kitaplar görünce onları anımsıyorum. Yüzyılın başındakilerin hayata bakışlarını değiştiren kitapların sadece konularıyla ilgileniyorlar. Sağlıklı yaşıyor, iyi kazanıyor, kolay harcıyorlar....hem parayı hem dostlarını.....Markalarını, okullarını, kariyerlerini, ailelerinden, arkadaşlarından, fikirlerinden daha çok önemsiyorlar. Hayatı "zap" layarak yaşıyorlar. Bilgisayarlarında olduğu gibi özel hayatlarında da "sörf" yapmayı, derine dalmadan yüzeysel ilişkiler kurmayı, kök salmadan dolaşmayı yeğliyorlar.

Bu"kök salamama" meselesi, Türkiye açısından özellikle önemli....Geçenlerde bir arkadaşım "Farkındamısın ? "dedi, "hiçbirimiz dedemizin mezarının olduğu kentte oturmuyoruz artık". Hrant Drink'in televizyonda anlattığı öykü dahada dramatikti. Her gittiği yeri çiçeklerle bezeyen bir dostunun, son yerleştiği evinin bahçesini çırılçıplak bulunca nedenini sormuş Hrant şu yanıtı almış ; " Ne zaman bir ağaç ektimde meyvesini yiyebildimki...."

Öylesine köksüz, öylesine göçebe, öylesine gezgin bir toplumuz ki hala... Yerleşemedik gitti..... Dedelerimizin mezarlarının olduğu yerleri terk ettikten sonra, ilkin evimizi, derken işimizi, aşımızı ve nihayet bütün yaşamımızı değiştirdik.Bütün bunlar yarım asır içinde olup bitti ve hepimizde öyle bir travma yarattı ki, hala altından kalkamıyoruz.

"Travma" dedim de aklıma geldi. Eski dosyalarımda bulduğum bir haber şöyle diyor ; " 13 yaşındaki Soner, halası olarak bildiği kişinin aslında babası olduğunu öğrenince şok oldu." Bu öyküden yola çıkarak, yüzyıl sonunda cinsel kimliklerimizin ve seks hayatımızın aldığı şekillerden söz etmek istiyorum.

Azzz sonraa...
Can Dündar 'ın 2000 yılına-milenyuma- girerken İmge Kitabevi tarafından yayınlanan "Nereye?" isimli kitabından alıntı yapılmıştır.

XYZ yazmis...


 
Alakali Linkler
  • Genel Dedikodular haberleri
  • ahtapot kullanicisindan haberler


    Genel Dedikodular basliginda en cok okunan haber
    Guzel sozler


    Genel Dedikodular basliginda son haberler! :


    Printer'dan bastirilabilen sayfa  Beni birine emaille?

  • "Can Dundar'dan Guzel Bir Alinti" | Hesap actir | 2 Yorum
    Yorumlar
    Dikkat! Yorumlar yazanlarin sahsi fikirleridir! DeliKodu'da yayinlanirken hicbir sekilde onaydan gecmemektedir!

    Re: Can Dundar'dan Guzel Bir Alinti (Okunma sayisi: 1)
    Yollayan: kelaynak Yollanma Tarihi: Çarşamba, Mayıs 01 @ 12:18:27 PDT
    (Kullanici bilgisi) http://www.delikodu.com

    Tipik yeni kusaga bok atip, eski kusagi geri kafali bulan, yasadigi zamanda cakilip kalmis, ne gecmisiden ders alip, ne de gelecege umut baglayan bir insanin yazisi. Degismeyen tek sey degisimdir. Degisim kotu olursa iyi ya da kotu son bulur, yani kendisi de degisime ugrar. Boyle sacma sapan yazilari cidden hic sevmiyorum. :P Can Dundari da sevmem zaten kivircik sey...

    [Isimsiz kullanicilar yorum yollayamazlar. Lutfen Kaydolun]


    Re: Can Dundar'dan Guzel Bir Alinti (Okunma sayisi: 1)
    Yollayan: Keloglan Yollanma Tarihi: Çarşamba, Mayıs 01 @ 12:46:36 PDT
    (Kullanici bilgisi)

    Niye oyle diyon kardes?
    Yazar belki biraz garip bir dille yazmis. Ama gercek bir iki noktaya deginmemis mi? Internet manyak gelisiyor, bizim bulusma mekanimiz bile delikodu oldu. Herkese heryere ulasabiliyoruz. Super bisiy. Belki o bunun farkinda degil ama olsun, biz biliyoz.

    [Isimsiz kullanicilar yorum yollayamazlar. Lutfen Kaydolun]

    Bu websitesi PHP-Nuke kullanilarak yaratilmaktadir.